CHANCE_THIS_TO_IMAGE_URL"https://static.wixstatic.com/media/45ab39_dab56b7855424166870f7be3cefaf721~mv2.png/v1/fill/w_178,h_178,al_c,q_85,usm_0.66_1.00_0.01,enc_auto/Renkli.png"sizes="192x192"/>
top of page

Tebligat Dağıtıcısı'na Sayı Dayatması Hukuki Değildir!

Güncelleme tarihi: 3 Nis 2022

Tebligat dağıtımında, "60-80-100 adet gönderiyle dağıtıma çıkılacak!" gibi gerçekten uzak hedef sayılar belirlemekten ve bu sayılarla dağıtıma çıkmaları için dağıtıcı arkadaşlarımızı zorlamaktan bir an önce vazgeçilmelidir. Ayrıca tebligat kanunundaki hükümler doğrultusunda dağıtım yapmak zorunda olan bu arkadaşlarımıza yine sayılar üzerinden, teslim-iade baskısı yapılmamalıdır. Bu konuda Genel Müdürlüğe yazdığımız dilekçemizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.



Son dönemde Genel Müdürlüğümüzden Başmüdürlüklere iletilen yazılarda özellikle tebligat dağıtımı yapan mesai arkadaşlarımızın günlük belirlenen bir sayının altında dağıtıma çıkmaması istenmektedir. Başmüdürlüklerimizce dağıtıma çıkartılması istenen sayılar artırılarak, sadece teslim adetleri göz önüne alınmakta, iade edilen ya da muhtara bırakılan tebligatlar bu belirlenen sayılara dahil edilmemektedir. Belirlenen bu sayılara ulaşamayan arkadaşlarımız hakkında işlem başlatılacağı ifade edilmektedir.

Öncelikle bilinmesi gerekir ki, bütün mesai arkadaşlarımız görev tanımları içerisinde yer alan görevleri herhangi bir görevlendirme ya da yönlendirmeye gerek kalmaksızın yerine getirmektedirler. Ayrıca çoğu zaman mesai mefhumu gözetmeden, gerektiğinde sabah erken gelip cihet hazırlaması yapıp, akşam dağıtımdan geç dönerek ilerleyen saatlere kadar meşruhat vererek kurumumuz için gerekli fedakarlığı fazlasıyla yapmaktadırlar. Hatta bazı arkadaşlarımız neredeyse mesailerinin tamamını dağıtım alanında geçirmek durumunda kalmakta, tebligatlara ait meşruhatları da ancak akşam evlerinde vermektedirler. Bu uygulamanın hukuksuz olduğu bilincinde olmalarına rağmen işlerin yoğunluğundan dolayı iyi niyetle bu şekilde bir çözüm üretmeye çalışmaktadırlar. Mesai sonunda, ailesine ve çocuklarına zaman ayırması ya da dinlenmesi gereken mesai arkadaşlarımızın akşam evinde mesaiye devam etmesi, tebligat meşruhatı vermek zorunda kalması ne kadar doğrudur?

Bilinmelidir ki, tebligatlardaki yığılmanın sebebi mesai arkadaşlarımızın performansı değil, personel sayısındaki eksikliktir. Öyle ki, 2015 yılandaki dağıtıcı ve gönderi sayısı ile, 2021 yılındaki dağıtıcı ve gönderi sayısı kıyaslandığında, açıkça görülecektir ki bugün dağıtıcı başına düşen gönderi sayısında ciddi artışlar söz konusudur. Bazı Başmüdürlükler tarafından taşeron firma personellerine tebligat yaptırılması da bunun apaçık göstergesidir.

Ayrıca tebligatların hangi şart ve koşullarda teslimi, iadesi ya da mahalle muhtarına bırakılacağı gibi hususlar Tebligat Kanunu’nda ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte açıkça belirtilmiştir. Hiçbir mesai arkadaşımız tebligatı, ilgili kanun ve yönetmelikte belirtilen şartları taşımadan ne teslim edebilir, ne iade edebilir ne de mahalle muhtarına bırakabilir. Gönderi ile adrese kadar giden, muhatabın veya muhatap adına tebligat yapılacak kimsenin adreste bulunmaması nedeniyle gerekli araştırmaları yapan, kapıcı, komşu, yönetici gibi kimselerden beyan almaya çalışan ve bundan sonra tebligata duruma göre teslim, iade ya da muhtara bırakma işlemi uygulayan arkadaşlarımızın yaptığı bunca çalışmanın gönderi teslim edilemedi diye görmezden gelinmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Ayrıca Tebligat Kanunu’nda açıkça belirtildiği üzere şartların varlığı halinde mahalle muhtarına bırakılan tebligatlar için izlenmesi gereken prosedür ile uygulamada mecbur kalınan birbirinden farklıdır. Şartların varlığı halinde öncelikle tebliğ evrakı mahalle muhtarına bırakılacak sonra tekrar aynı adrese gelinerek haber kağıdı yapıştırılacaktır. Oysa uygulamada hiçbir arkadaşımız bunu yapmamakta/yapamamaktadır. Tebligat kanunu açık bir şekilde bu hususu emretmektedir ve kanun hükmü uygulayıcıya bu konuda takdir hakkı tanımamaktadır. Mesai arkadaşlarımız gün içerisinde daha çok dağıtım ve teslim yapabilmek için kendilerince bir çözüm üreterek her gönderi için önce muhtara sonra adrese ihbar kağıdı bırakma şeklinde değil, gidilen adrese önce haber kağıdını yapıştırılarak en son dağıtım dönüşünde de muhtara uğrayarak toplu bir şekilde gönderileri bırakmaktadırlar. Yapılan bu uygulama sadece zamandan tasarruf etmek ve gün içerisinde daha çok tebligat yapmak içindir. Ancak açık bir şekilde de Tebligat Kanununa aykırıdır.

Dağıtım yapan mesai arkadaşlarımızın daha fazla dağıtım yapmak için kendince ürettikleri tek çözüm yolu da bu değildir. Bütün kamu çalışanlarında olduğu gibi dağıtıcı arkadaşlarımızın da öğle arası dinlenmesi için bir saatlik ara mevcuttur. Ancak uygulamada hiçbir dağıtıcı arkadaşımız öğle arası yemek ya da dinlenme molası verememektedir. Ayrıca birçok merkezimizde dağıtıcı arkadaşlarımız şubelerden kargo toplanması için ring şoförlüğü yapmakta, gerektiğinde torba açmakta, gerektiğinde dağıtıma çıkaracağı tebligatların zimmet kaydını bilgisayar başında kendi yapmakta, gerektiğinde tebligat ve posta-kargo ayrımı yapmakta, gerektiğinde kargosunu dağıtım şubesinden almaya gelen vatandaşlara da hizmet vermek gibi ekstra durumlar da arkadaşlarımızın dağıtım görevini tam anlamıyla yerine getirmelerine engel olmaktadır.

İşlemsiz bekleyen tebligatların devir günlerinin azaltılması ve zamanında tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmesinin tek ve yegane çözümü bir an önce dağıtıcı personel istihdamı veya tebligat dağıtımında görevli personel sayısının artırılmasıdır. Bugün tebligat tesliminde, 60-80-100 gibi hedef sayıların belirlenmesi ve dağıtıcı arkadaşlarımızın, bu sayılara ulaşmak adına zorlanması, bir bakıma onların hata yapmalarına zemin hazırlamak ve onları usulsüz tebligat yapmaya zorlamak demektir. Gün içerisinde belirlenen sayılara ulaşmak isteyen arkadaşlarımız gerekli adres araştırmasını kanunda belirtilen şekillerde yapamamakta ve meşruhatları da tam ve doğru verememektedir. Bu durum vatandaşlar nezdinde mağduriyet yaratmakta, bunun sonucu olarak adli mercilere yapılan şikayetler nedeniyle dağıtıcı arkadaşlarımız hakkında soruşturmalar başlatılmaktadır. Açılan soruşturmaların birçoğu mahkemece kabul edilmekte ve bu durum dağıtıcı arkadaşlarımızın ciddi adli yaptırımlarla karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak mesai arkadaşlarımızın kurum aidiyeti de azalmaktadır.

Mevcut durumda cihet zorluk katsayısına göre günlük yapılabilecek tebligat adedi 60 ile 80 arasında değişmektedir. Bu sayılar kesin sayılar olmayıp, dağıtım sahasında her şeyin yolunda gitmesi, dağıtıcının muhataplarının birçoğuna ulaşması ve herhangi bir itirazla karşılaşmaması durumunda mümkün olabilmektedir. Oysa uygulamada böyle olmamaktadır. Mesai saatleri içerisinde birçok muhatap adreste olmadığından Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin ilgili maddeleri uyarınca tebliğ evrakı önce muhtara bırakılıp daha sonra haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmakta ve bu durumda bir tebliğ evrakının işleminin tamamlanması 20-25 dakikayı bulabilmektedir. Ayrıca son dönemde özellikle icra tebligatlarındaki artış mesai arkadaşlarımızın tebligatı yaparken çok fazla zorluk yaşamasına sebep olmakta, tabiri caizse muhatap ya da muhatap yerine tebliğ evrakını alabilecek durumda olan kişi tarafından sorguya çekilmektedir. Mesai arkadaşlarımız ‘’nereden geliyor, ne icrası, kimlik göstermesem olur mu, almazsam ne olur, bir dakika bekleyin muhataba sorayım (telefon eder ve bekletir)’’ gibi sorularla karşılaşmakta dolayısıyla tebligat teslimi diğer gönderilerde olduğu gibi sadece imza almak ve teslim etmekten ibaret olmamaktadır.

Postacı mesai arkadaşlarımız sabah iş yerlerine geldiklerinde grup ayrımı, cihet ayrımı, cihet hazırlama gibi işlemleri yaptığından en erken saat 10.30 gibi dağıtıma çıkabilmekte, mesainin 17:30’da bittiği göz önüne alındığında gerekli meşruhatları verebilmesi için 15:30’da dağıtımdan dönmüş olması gerekmektedir. Postacı arkadaşlarımızın 8 saatlik mesaisinin 5 saatini dağıtımda geçirdiğini kabul edecek olursak, bir adresten diğer adrese geçiş süresi de dikkate alındığında bir evrakın teslimi ortalama 5-6 dakikayı bulmaktadır. Bu şartlarda yapılabilecek tebligat sayısı en fazla 50-60 adettir. Tekrar etmekte fayda var, bu sayılar tebliğ memurunun hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadığı durumda ve öğle arası molası vermediği durumlarda mümkündür.

Sonuç olarak yukarıda detaylı bir şekilde açıkladığımız hususlar doğrultusunda mesai arkadaşlarımız ve dağıtım müdürlüğü amir ve müdürlerini zor durumda bırakacak olan, kurum aidiyetini azaltacak bu uygulamadan vazgeçilmesi, kesin sayılar yerine personelin cihet yapısı, dağıtım alanının genişliği, motorize ya da yaya dağıtım olması, dağıtım alanın dağınık ya da tolu yerleşim yeri olması ve demografik yapısı göz önünde bulundurularak yaklaşık sayılar belirlenmeli ama bu sayılar hiçbir zaman kesin sayılar gibi değerlendirilip dağıtıcı arkadaşlarımız baskı altına alınmamalıdır. Yukarıda belirttiğimiz bu beş saatlik süre içerisinde dağıtıma çıkartılacak olan gönderi sayısının tespitinde;

* Yaya dağıtım yapılan alanın kilometrekare cinsinden büyüklüğü,

* Motorize dağıtım yapılan alanın kilometrekare cinsinden büyüklüğü ve iklim koşulları (yağmur-kar-aşırı sıcaklar),

* Araçlı dağıtım yapılan alanların kilometrekare cinsinden büyüklüğü,

Coğrafi bilgi sisteminden kontrol edilerek esas alınmalıdır. Ayrıca burada üzerinde durulması gereken kriter teslim sayıları değil, dağıtıma çıkartılan gönderi sayısı olmalıdır.

Adil Haber-Sen olarak mesai arkadaşlarımızın karşılaşacağı her türlü sorunda yanlarında olacağımız bilinmelidir. Mevcut uygulamanın devam etmesinden dolayı karşılaşabilecekleri adli ya da idari soruşturmalarda kendilerine her türlü hukuki destek sendikamızca sağlanacaktır. Ancak olası kötü ihtimallerde, mesai arkadaşlarımızın adli ve idari yönden geçireceği soruşturmalar sonucu suçlu bulunmaları aynı zamanda şirketimiz prestijine de olumsuz etki edecektir ki bu da unutulmamalıdır.

Açıkladığımız bu nedenlerle, tebligat dağıtımında uygulanan 60-80-100 adet gönderi gibi hedef sayılar belirlemekten ve bu sayılarla dağıtıma çıkmaları için dağıtıcı arkadaşlarımızı zorlamaktan bir an önce vazgeçilmelidir. Ayrıca tebligat kanunundaki hükümler doğrultusunda dağıtım yapmak zorunda olan bu arkadaşlarımıza yine sayılar üzerinden, teslim-iade baskısı yapılmamalıdır. Ayrıca cihetlerin zorluk dereceleri kontrolörler marifetiyle, sadece sayılara bakılarak değil, dağıtım alanında dağıtıcı arkadaşlarımızla aynı şartlarda çalışılarak tespit edilmeli, bu tespitlerden çıkan sonuçlar doğrultusunda Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümleri de göz önüne alınarak ‘’sayısal tebliğ uygulaması’’ yerine ‘’usulüne uygun tebliğ’’ öncelikli olarak değerlendirilmelidir. Adil Haber-Sen

Yönetim Kurulu

73 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

תגובות


bottom of page